Startup’lar için Developer Marketing 101
Bu yazı ilk olarak 11 Ekim 2020'de Webrazzi’de yayınlanmıştır.
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim, startup’ların Developer Marketing’den anlaması gereken kısaca şu: Topluluğa sürekli ve ‘karşılık beklemeden’ bir şeyler verip, zaman içinde bunların meyvelerini toplamak.
Bu yazıyı startup kurucuları için kaleme aldım… Umarım ülke olarak ne kadar değerli geliştiricilere ve potansiyel geliştirici havuzuna sahip olduğumuzun daha da çok farkına varır; bu yeteneklerin verimli ve mutlu çalışabilecekleri daha çok teknoloji şirketine ev sahipliği yaparız.
Ne kadar büyük bir problemle karşı karşıyayız?
Dünyanın her yerindeki girişimlerin hangi aşamada olduklarından bağımsız olarak (yazılım geliştirme ekiplerini büyütmek istemeleri yeterli) yaşadığı en büyük problemlerden birisinin istedikleri sayıda ve kalitede yazılım geliştiriciye ulaşamamak olduğunu söyleyebilirim.
Danışmanlık şirketleri, ‘dolgun’ maaş bütçeleri ve geniş yan haklar, birçok kurucunun sandığı gibi girişime yatırım geldikten sonra oluşan ‘pozitif algı’ ya da girişimin hızla büyüyor oluşu da ne yazık ki bu büyük probleme bir çözüm teşkil etmiyor. Hatta çoğu zaman girişimlerin erken aşamada yeterince önemsemediği bu konu, söz konusu yatırım geldiğinde ve/veya girişim hızla büyüdüğünde daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
No-code ve low-code platformlar gün geçtikçe popülerliğini artırmaya devam ediyor ancak yakın gelecekte geliştirici ekiplerin küçüleceğini söylemek çok çok zor. Aksine artan rekabet, teknolojik doygunluk yani ana ihtiyaçların artık çözülmüş olması ve bundling trendiyle beraber girişimler her geçen gün daha da büyük geliştirici ekiplere ihtiyaç duyuyor.
Hatta negatif unsurlardan biri olarak her coğrafyanın teknoloji devlerini de saymak mümkün. Artık Twitter’da şakalara konu olan Trendyol’un teknoloji ekibi, aynı coğrafyadaki girişimlerin Developer Marketing’e daha da fazla önem vermelerine sebep oluyor. Trendyol tabii ki tek örnek değil, Almanya ve İngiltere’de Türkiye’den yakın geçmişte giden onlarca geliştiricinin çalıştığı teknoloji devlerine rastlamak mümkün. İş yapış şekillerini sürekli değiştiren ve teknolojiyi stratejilerinde merkeze alan kurumsal şirketleri de düşünecek olursak rekabet artıyor…
Peki Developer Marketing başlığı altında bir girişimin yapabilecekleri neler?
Bu süreci kabaca üçe ayırmak mümkün: Potansiyel adaylara ulaşmak, ekibe katılanların kendini geliştirebildikleri ve mutlu çalışabildikleri bir kültür yaratmak ve bu altyapıyı kurduktan sonra girişimi daha ileriye taşıyabilecek geliştiricilere ulaşmak.
1- Ekibe katılacak yeni yazılım geliştiricilere doğru kanallardan ulaşmayı başarmak
Değil Kariyer.net, günümüzde LinkedIn’in bile ne derece dönüşüm sağladığı tartışılıyor. Ben bu aşamada son dönemde dönüşüm noktasında başarılı olduklarını bildiğim Kodilan ve Startup Jobs İstanbul gibi niş iş ilanı platformlarını herkesin denemesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde yurtdışındaki örnekleri oldukça büyüyen TalentGrid gibi eşleştirme platformlarına da muhakkak göz atın derim. Türkiye’de şimdilerde ne kadar aktifler bilmiyorum ama AngelList ve Stack Overflow’un iş ilanı bölümleri de cabası.
Getir’in bir dönem oldukça başarılı şekilde uyguladığı, son yıllarda çok muhtemel ki başarısız örneklerden dolayı insanların bir adım geride durduğu hackathon’lar ve halka açık olarak yayınlanan vaka yarışmaları da bir diğer seçenek. Ve tabii ki iş ilanlarınızı reklamla direkt hedef kitleye (pazarlama ekipleri bundan çok daha zor kitleleri hedefliyor, unutmayın) ulaştırmak da unutulmamalı.
Tüm bunların dışında bir de şöyle bir gerçek var ki; yeni yazılım geliştiricilere ulaşabileceğiniz en kolay ve hızlı kaynak, yine kendi ekibinizin network’ü, yani referans sistemi… Bu pratiğin girişiminiz içinde işlemesi için gerekli mekanizmaları kurmanız da çok iyi bir yatırım.
2- Ekibe katılmayı düşünen potansiyel yazılım geliştiricilerin teknoloji altyapınızı anlayabileceği mecralarda yer almak
Kendinizi iş ilanınızı gören bir yazılım geliştiricinin yerine koyun; ‘içeride hangi teknolojiler kullanılıyor’, ‘kimler çalışıyor’, ‘ne gibi ritüellere dikkat ediliyor’, ‘ofis ve çalışma ortamı nasıl’ gibi çok sayıda soru aklınızdayken tüm bu yanıtlara kolayca ulaşabilmek haliyle çok önemli.
Teknoloji ekibinizin sosyal medya ve GitHub gibi mecralarda görünür olması, detaylı bir team/teknoloji/kariyer sayfası olmazsa olmaz. Kariyer sayfası için güzel örnekler Volt Lines ve Kolay İK, GitHub içinse iyzico.
Tech stack olarak ise; Commencis örneğinde olduğu gibi bunu kendiniz de yapabilirsiniz, ama her halükarda StackShare ve TalentGrid TechStack gibi bilindik platformları kullanmak ve bunlara sosyal medya hesaplarınızda link vermek kritik.
3- Ekibe katılan yazılım geliştiricilerin doğru bir oryantasyon süreci yaşamalarını sağlamak
Oryantasyondan da önce; yapacağınız mülakatların tamamında odada bir yazılım geliştiricinin bulunması çok önemli. Hatta mümkünse adayın son aşamada ofis ortamını görmesi ve çalışacağı ekipten bir — iki kişiyle bizzat tanışmasına özen gösterin derim.
‘Employee Handbook’ adıyla anılan kılavuz ve kod dokümantasyonunun en büyük avantajlarından biri oryantasyon süreci olurken bunun dışında dikkat edebileceğiniz noktalardan bazıları ise şunlar:
- Bilgisayar ve diğer donanımlar, içeride kullanılan araç ve servislerinin şifreleri ya da kullanıcı tanımlamalarının, yeni yazılım geliştiricinin ekibe başlamasından önce hazır olması
- Oryantasyon sürecine özel, ilk hafta, ilk ay ve ilk 3 ay içinde düzenli ‘nasıl gidiyor’ görüşmeleri gerçekleştirmek, ne kadar küçük ve yakın çalışılan bir ekip de olsa diğer iş birimleriyle tanışma toplantıları organize etmek
4- Yazılım ekibinin sürekli kendini geliştirebilecekleri ve mutlu olabilecekleri bir çalışma kültürü tasarlamak
Yukarıda da bahsettiğim TalentGrid platformunun Mayıs 2020'de yayınladığı rapora göre Türkiye’deki yazılım geliştiricilerin yarısından fazlası 2019 yılı içerisinde en az bir defa iş değiştirmiş, daha da önemlisi yazılım geliştiricilerin aynı işte kalış süresi 2010’dan 2018’e 3’te 2 oranında azalarak, sıkı durun, 13 aya düşmüş.
Diğer yandan yeni bir geliştiriciyi ekibe katıp verimli çalışmaya başlamasını beklemenin maliyeti, geliştici ekibinize sunacağınız bir takım yan haklarla kıyasladığınızda çok daha yüksek.
Dolayısıyla ekibin kendini geliştirebileceği zamanı, kaynakları ve imkanları (Pluralsight gibi platformlara bakılabilir) onlara sunmak her açıdan mantıklı bir yatırım. Peki bu noktada aklıma gelen bazı best-practice’ler neler;
- Ekipteki geliştiricilere stock-option vermek (Türkiye’de yasal olarak etrafından dolaşmak gerekse de pekala mümkün)
- Yazılım ekibini girişimin genel gidişatından şeffaf bir şekilde sürekli haberdar tutmak, yatırımcılarla ilişkileri ve görüşmeleri sürekli olarak paylaşmak (tamamen ‘başka kimler bu girişime güveniyor’ sorusunun yanıtı için) şirket içinde AMA (Ask Me Anything) oturumları düzenlemek gibi ritüellere önem vermek
- Agile metodolojinin gerektirdiği bir takım toplantı ritüellerinin dışında ekipteki her bir geliştirici ile aylık periodlarda geribildirim görüşmesi gerçekleştirmek (bu görüşmeyi girişimde teknolojiden sorumlu kurucu ortak yapabilir)
- Ne yazık ki bazı dönemlerde zaman kaybı olarak görülse de hem ekip içinde silolaşmayı azaltması, hem onboarding’i hızlandırması hem de ekipteki herkesin aynı dili konuşabilmesi adına oldukça önemli: Pair Programming
5- Halihazırdaki geliştirici ekibine Developer Marketing bakışını benimsetmek, bu doğrultuda gerekirse takım için hedefler koymak
Yazılım ekibi odaklı olmak sadece kurucunun ya da girişimdeki bazı kişilerin sorumluluğuna bırakılabilecek bir konu değil. Dolayısıyla girişimdeki tüm ekibin bu farkındalığı yaşaması ve rolü gereği bu noktada bazı sorumluluklar alması oldukça önemli.
Hatta yurtdışındaki popüler trendlerden birisi de, İK departmanı ve danışman şirketlerin dışında ekibe yeni katılacak yazılım geliştiriciler için yine ekipteki geliştiricilerin sorumluluk alması. ‘Yazılım geliştiricinin halinden en iyi yine yazılım geliştirici anlar’ yaklaşımını ve yine çoğu işe alımın referans/arkadaş ilişkisiyle olduğunu düşünecek olursak belirli bir olgunluğa eriştikten sonra senior geliştiricilere böyle bir opsiyon sunmak da pekala düşünülebilir.
6- Yazılım odaklı podcast’lere, konferanslara, meetup’lara, YouTube kanallarına…
a) Sponsor olmak
Belki de en ‘kestirme’ ve maliyeti de tahmin ettiğinizden muhtemelen düşük olacak seçenek, bu tip yapılara sponsor olmak. Podcast mecrasında aklıma gelen ilk örnekler Codefiction ve Üretim Bandı, YouTube üzerinde Çay Kahve İnsan ve Selman Kahya, meetuplar içinse Kommunity ve Meetup.com gibi platformlara göz atmanızı önerebilirim. E-bülten olarak da Muhammed Hilmi Koca’nın Yazılımcılar İçin Hafta Sonu Okumaları güzel bir seçenek. Tabii ki tüm bu isimler/oluşumlar sponsorluğa sıcak bakar mı bilemiyorum ama bana kalırsa denemeye değer. :)
Tabii ki sadece sponsor olmak yeterli değil, ekip olarak bu mecralara bizzat katılım göstermek, oradaki komüniteyle içli dışlı olmak da son derece önemli.
Sponsor olma noktasında nelere dikkat etmemiz gerekiyor diyecek olursanız:
- Topluluğun aktivitelerine kaç kişi katılıyor, içeriklerini kaç kişi dinliyor, topluluk düzenli olarak bu içerikleri üretiyor mu
- Topluluğun yer aldığı teknoloji kategorisi, sizin stack’inize uygun mu
- Eğer varsa topluluğun faaliyet gösterdiği şehir veya uzmanlık seviyesi (öğrencilerin veya sektörde 2–3 yıl çalışan geliştirilerin ağırlıkta olması gibi) sizin için uygun mu
b) Bizzat ekip olarak içerik üretmek
Yukarıdaki maddelerde yeterince olgunlaştıktan sonra; ekip olarak söz konusu içerikleri bizzat kendinizin üretiyor olması veya ekibinizin bu gibi mecraların bir parçası olmasının teşvik edilmesi de önemli bir seçenek.
Pandeminin hayatımızın tam ortasına yerleşmesiyle beraber insanların fiziksel olarak bir araya geldikleri organizasyonlar da bir süre rafa kalktı. Durum buyken; online etkinlikler düzenlemek, insanların online içeriklere ilgisi artmışken bu içerikleri üretmek için belki de bundan daha iyi bir zaman yoktu diyebilirim.
Unutmayın, içerik üretmek eğer konu uzmanı olduğunuz bir işse zor değil, belki zor olan tek şey bunu sürekli yapıyor olmak. Bu gibi yatırımların en az altı ay gibi periodlarla dönüş verdiğini unutmadan, sabırlı olabileceğiniz bir ortam varsa bu işlere kalkışın. :) İlk aklıma gelen örnekler: VNGRS, Prisync Labs, Trendyol Tech, iyzico engineering, Armut Labs…
7- Ekibe yeni katılacak geliştiriciler için kodlama kampları düzenlemek
Globalde girişimlerin değil de VC ve benzeri organizasyonların, hatta bu konuda özelleşmiş VC benzeri yapıların, üstlendiği kodlama kampları, ülkemizde çoğunlukla girişimler tarafından denendi. Benim de ilk dönem mezunlarından olduğum Tart Yaz Kampı ve bizzat Tart Yaz Kampı mezunu olan girişimcilerin kurucusu olduğu Kolay İK ve Pisano aklıma gelen ilk örnekler.
Kodlama kampları organizasyon olarak emek yoğun olsalar da ekibin belirli bir boyuta ulaştığı, içeride kullanılan teknolojilerin özelleştiği (şirket içinde geliştirilen bir framework’ün yoğun olarak kullanılması gibi) girişimler için önemli bir seçenek olarak öne çıkıyor. Hatta günümüzde girişim(ler) özelinde bu kampları düzenleyen girişimlerden de bahsetmek mümkün: Kodluyoruz.
Son sözler…
Artık son cümlelerini okuyor olduğunuz bu yazıyı bir check-list formatına dönüştürmeden, Developer Marketing’le alakalı alt başlıkları derlemeye, okuyanda fikir oluşturmaya çalıştım, faydalı olması dileğiyle.
Yazılım geliştirme, ürün yönetimi ve dijital dünya üzerine 3 yıldır kaleme aldığım e-bülteni takip etmiyorsanız: http://bulten.ermantaylan.com/